Artvin Barosu, Yargıtay’ın Anayasa Mahkemesi üyeleri hakkındaki suç duyurusuna tepki gösterdi
UĞUR İSTANBUL
Artvin Barosu avukatları, Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin Anayasa Mahkemesi üyeleri hakkında suç duyurusunda bulunmasına tepki gösterdi. Avukat Bedrettin Kalın, “Bu, önceden planlanmış, örgütlenmiş Anayasa Mahkemesi’ni yok sayma, Anayasa Mahkemesi’ni ortadan kaldırma girişimidir. Dolayısıyla hem Anayasa’ya karşı bir girişimdir, hem de Anayasa Mahkemesi’ne karşı bir girişimdir.” Avukat Elif Oya Gültekin, “Avukatlar olarak sorumluluk alma zorunluluğu hissettik, bu nedenle Türkiye’nin dört bir yanındaki Baro Başkanlarımız Ankara’da toplandı.”
Artvin Barosu avukatları, Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin Anayasa Mahkemesi üyeleri hakkında suç duyurusunda bulunmasına tepki gösterdi.
“HAK SAVUNUCULARI OLARAK SORUMLULUK ELİMİZİ ALTINA ALDIK”
Artvin Barosu Yönetim Kurulu Üyesi ve Türkiye Barolar Birliği Kadın Hukuk Komitesi Karadeniz Bölge Temsilcisi Avukat Elif Oya Gültekin şunları söyledi:
“Anayasa Mahkemesi’nin Can Atalay hakkındaki kararına istinaden Yargıtay, Anayasa Mahkemesi üyeleri hakkında suç duyurusunda bulundu. Bu durum hukuka aykırılık olarak değerlendirildiğinden baro tarafından aktif olarak eylem planları oluşturuldu. Dünden bu yana 81 ilin liderleri, Baro Yönetim Kurulu ve Milletvekilleri ile Ankara Barosu Başkanları” Anayasadan ayrılma hareketi Ankara’da Yargıtay önünde gerçekleştirildi. Baro ve aynı zamanda Ankara’da bazı eylemlerin gerçekleştirilmesi için toplantılar yapılıyor. Hukuku iyi bilen ve aynı zamanda hak savunucusu olan avukatlar, bu durumu ciddiye alarak Baroyu harekete geçirdi. Biz avukatlar olarak, “Kendimizi sorumluluk almak zorunda hissettik, bu nedenle Türkiye’nin dört bir yanındaki Baro Liderlerimiz Ankara’da toplandı.”
“BU GERÇEKTEN BİR YARGI DARBEDİR”
Avukat Bedrettin Kalın şunları söyledi:
“Tüm kamuoyunun takip ettiği ve bugün Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin aldığı karar ülkenin en önemli gündem maddelerinden biri. Özellikle Can Atalay’ın milletvekili seçilmesinden sonraki dönemde. Anayasa Mahkemesi’nin aldığı karar üzerine TBMM, ülkedeki tüm mahkemeler, tüm kurumlar ve idari makamlarca bu kararı takip etti.Anayasa Mahkemesi’nin kararını uygulamak yerine ceza dairesi, kararı Yargıtay 3. Ceza Dairesi’ne gönderdi. Yargıtay… Yargıtay 3. Ceza Dairesi, haddini aşan ve hukuk nezaketine uymayan Anayasa Mahkemesi üyeleri hakkında suç duyurusunda bulunurken, aynı zamanda sadece hakkında değil, aynı zamanda Anayasa Mahkemesi üyeleri hakkında da suç duyurusunda bulundu. Anayasa Mahkemesi üyelerinin yanı sıra Meclis’e de Can Atalay’ın milletvekilliğinden çıkarma kararının Meclis’te okunması yönünde talimat vermeye çalıştı. Bu gerçekten bir yargı darbesidir. Bu ülkede daha önce yaşanmamış bir rezalettir, bu olaylar hukuk adına utanç vericidir. Yargıtay 3’üncü Ceza Dairesi, tamamen siyasi talimatla yönlendirilen bir hesaplaşmanın sonu olarak bu yönde karar verdi.
“Anayasa Mahkemesi’nin Kaldırılmasına Yönerge Verildi”
Esas itibarıyla Anayasasız bir yönetim bekleniyor. İstenilen budur ve bu yönde atılmış bir adımdır. Aslında 2023 vizyonu dedikleri şey bu ve yavaş yavaş ortaya çıkmaya başlıyor. Bunun siyasi iktidarın tepesindeki bireylerle alakasız olduğunu düşünmek mümkün değildir ve bu da yargının safça aldığı bir karar değildir. Bu, daha önce örgütlenen Anayasa Mahkemesi’ni yok sayma, Anayasa Mahkemesi’ni ortadan kaldırma yönünde planlı bir girişimdir. Dolayısıyla bu hem Anayasa’ya hem de Anayasa Mahkemesi’ne karşı bir isyandır, dolayısıyla bu ülkenin tüm vatandaşlarının tepki göstermesi gerekiyor. Aksi takdirde şu an itibariyle hiç kimsenin ve her bireyin hukuki güvencesi yok demektir. Vatandaş olarak bu ülkenin yargı otoritelerine elbette güveniyoruz ve sonuçta en yüksek yargı otoritesi olan Anayasa Mahkemesine güveniyoruz ancak görünen o ki Anayasa Mahkemesinin bu özgürlüklerin güvence altına alınmasını sağlayan kararları bizi rahatsız etmiş. ve bu rahatsızlık nedeniyle siyasi iktidarın Anayasa Mahkemesi’ne tepkisi sonucu. Ne yazık ki yargı makamları buna alet edilerek böyle bir karar alındı. Buna en üst düzeyde tepki vermekten başka çaremiz yok.”